Bu ney bu ney?

Bu tamamen şahsi merakımı gidermek için ortaya attığım bi'şey. Taaa 2006 yılında bu fikirle bu arsayı almıştım, lakin binayı yapmak bugüne kısmetmiş çünkü çok üşengecim. (Ya da tembel.)
Masalarınızı merak ediyorum, tek derdim bu. Üzerine neler koyuyorsunuz, o masada neler yapıyorsunuz, neyi masanızdan ayırmıyorsunuz, ne alınırsa sinirleniyorsunuz? Evdeki masanız, ofisteki masanız, fark etmez. İstediğim; bir fotoğrafla beraber, içinizden gelirse, 1-2 satır bi'şeyler yazıp göndermeniz. Tam da şu andaki haliyle, derleyip toplamadan, olduğu gibi.
"Masa insanın kendine yakışanı giymesidir, dış dünyaya gösterdiği yüzünün bir yansımasıdır. Psikoloji, pozitif bilimler, araştırma, zivziv..." gibi bir bahanem yok. Dediğim gibi, sadece merak ediyorum. "Sana ne?" de diyebilirsiniz. Ama demeyin, çünkü bana bi'şey. Ne olduğunu ben de bilmiyorum.
Velhasılıkelam, haydi bana fotoğraflar gönderin. Mesela şuraya: gokcebahcivan@gmail.com
Göndermezseniz üzüntüden ölmem ama gönderirseniz sevinçten deliririm.



5/14/2011

Nergihan Yeşilyurt



Sevgili Gökçe,

Bu fikri ilk paylaştığından beri sana bir resim yollamak istiyorum ama evin yolunu bulsam masamı bulamıyorum. Şükür, bu gece azmettim. Şöyle;
kitaplar seni yanıltmasın, kimisi yarım, kimisi içindeki notları dosyama geçemediğim için öyle bekliyor. Hemen önündeki o yoğurt, beslenme alışkanlığını kaybetttiğimin göstergesi. Taslak bir şiirin notları bilgisayarın önünde, tabi ışık patladığı için sen onları beyaz bir kağıt gibi görüyordun. Arkada mum, Ankara'dan alınmış bir maske, bir kandil var- ipi bitti, yanmıyor o yüzden- Bardak ekşimiş çay, yanında kör olduğumun ispatı -gözlük kutum- O küçük mor kolye de ametist taşı, geçmek bilmeyen baş ağrılarıma iyi gelecek her naneyi alabilirim, o kadar yani.
Şimdilik bu.

Sevgiler...

Hiç yorum yok: