Bu ney bu ney?

Bu tamamen şahsi merakımı gidermek için ortaya attığım bi'şey. Taaa 2006 yılında bu fikirle bu arsayı almıştım, lakin binayı yapmak bugüne kısmetmiş çünkü çok üşengecim. (Ya da tembel.)
Masalarınızı merak ediyorum, tek derdim bu. Üzerine neler koyuyorsunuz, o masada neler yapıyorsunuz, neyi masanızdan ayırmıyorsunuz, ne alınırsa sinirleniyorsunuz? Evdeki masanız, ofisteki masanız, fark etmez. İstediğim; bir fotoğrafla beraber, içinizden gelirse, 1-2 satır bi'şeyler yazıp göndermeniz. Tam da şu andaki haliyle, derleyip toplamadan, olduğu gibi.
"Masa insanın kendine yakışanı giymesidir, dış dünyaya gösterdiği yüzünün bir yansımasıdır. Psikoloji, pozitif bilimler, araştırma, zivziv..." gibi bir bahanem yok. Dediğim gibi, sadece merak ediyorum. "Sana ne?" de diyebilirsiniz. Ama demeyin, çünkü bana bi'şey. Ne olduğunu ben de bilmiyorum.
Velhasılıkelam, haydi bana fotoğraflar gönderin. Mesela şuraya: gokcebahcivan@gmail.com
Göndermezseniz üzüntüden ölmem ama gönderirseniz sevinçten deliririm.



6/30/2011

Hatice Sandal



Selamlar, masamın fotoğrafını yollayarak hem asilliğimi hem de pasaklı ruhumu vurgulamayı amaçladım.Bir yanda sade masamın asil ruhu ve diğer tarafta kitaplığımın "beni topla" diye haykırışına sizler de şahit olun istedim.
Sayın Bahçivan umarım sevinçten delirmişsindir :)

Sevgi ve selamlar HATİCE SANDAL.

6/26/2011

Uğur Ünal (5)



SEViLLA MASASI

Sevgili Gökçe,

Appa yine yollardaydı. Bu kez Sevilla’yı gezdi bucak bucak. İlk gün sokakta kaldı. İletişim kopukluğundan ötürü saatlere gezdi bu muazzam şehrin caddelerini. İnsanlarla şakalaştı, bir şeyler atıştırdı, vitrinlerdeki muhteşem yelpazeleri ve şıkır şıkır Flamenko kostümlerini izledi. Oturup bir şeyler içtik Appa, ben bir de bir dost. O sırada Appa da karnını doyurdu. Sonra yorgun argın eve vardığımızda biz koyu bir sohbete ilerlerken O uykuya daldı. Uzun ve sıcak günler boyunca Sevilla’nın bütün güzelliklerini gördü Appa. Geceleri nehir kenarında dinlediğimiz o müthiş İspanyol gitarını, flamenko nağmelerini ve insanların şen kahkahalarını bir bir anlattım ona. Hatta beraber bir Andalusia şiiri bile yazdık. Kocaman boğa arenalarının, Star Wars’ın bir bölümüne mekânlık eden Plaza de Españanın, meşhur Sevilla Katedrali’nin, Cristoph Colomb’un mezarının, rengârenk ve ferah bahçelerin, nehir sefalarının, Arap konaklarının fotoğraflarıyla beslendi bir zaman. Öylesine sıcaktı ki hastalandı Appa. Görüşünün (ekranın) yarısını kaybetti. Her şeye rağmen, geri dönmek için bindiğimiz otobüste onun da benim de ruhlarımız Flamenko’nun olanca kıvraklığı, Andalusia’nın bütün renkleri ve yıllarca sürecek, zaman zaman nüksedecek bir Sevilla özlemiyle doluydu...

Saygılarımla
Uğur Ünal
@follus

6/17/2011

Naciye Güven



Sevgili Gökçe,
Sana ofisteki masamın fotoğrafını gönderiyorum. (en düzenli hallerinden birine denk geldi)
olmazsa olmazlarım el kremi ve su, kalemlerim alınınca çok sinirlenirim.
--
Sevgiler, Naciye Güven

6/15/2011

Nokta Çelik



Sevgili Gökçe, burası, iki gündür geceleri uyumadan çalıştığım, ara ara mutfak masasına taşınıp geri döndüğüm, odamdaki masam.

Soldan sağa, kedili çay tabağım ve taptaze demli çayım, çantamdan çıkarıp içmeye devam ettiğim suyum, arkasında bir koçan yemek çeki, bunalınca topuz yapmama yardımcı olan tokalarım, yeni evimin anahtarları için aldığım renkli anahtar başlıkları, Kızıldeniz'den gelen mercanları sakladığım minik kavanoz. Üste görülen Kamuoyu, Suskunluk Sarmalının Keşfi epey peşine düştüğüm, Kadıköy Çağdaş Kitapevi'nde bulduğum bir kitap. Önümüzdeki pazartesiye bu konu hakkında bir makale yazmam gerekiyor. Ödev. Yanındaki yığının üstündeki Medya ve İletişim Sosyolojisi ise Radikal Kitap'tan aylar önce not ettiğim, denk gelince de aldığım bir kitap. Diğer ödev konularımdan biri olan söylenti hakkında yazacağım makalede yararlanırım diye masamda tutuyorum bugünlerde. Ürerindeki beyaz WesternDigital, geçtiğimiz Aralık'ta bilgisayarımın harddisk'i vefat edince edindiğim, düzenli olarak makinemi yedeklediğim yedek hafızam. Hemen altında, sergisini kaçırmış olsam bile Aksanat'ta şahane bir tesadüfle kataloğunu görüp bayıldığım, gazeteci bir arkadaşıma ve iletişimci bir hocama armağan ettiğim "rumor as media" duruyor. Onu da "söylenti" ödevinde kullanacağım. Hemen onların sağında, aniden nüksedebilecek alerji ve burun akıntısı için en yumuşağından acil destek rulosu. Küçük kahverengi ahşap silindir kutuda Burberry's Weekend mum. Yanmadan da şahane kokuyor. İpad şarjı, telefon kılıfı, sevgili kalemlerimden bir demet, uyku bastırınca destek aldığım "pekfresh" çiklet ve göstergebilim, medya, senaryo, Eco, sözlü-yazılı kültür vb konularla ilgili bir grup kitap daha. Kitaplar çalışma konularına göre, masa hayli küçük olduğu için değişip duruyorlar. Yeni evimdeki ve ofisimdeki masalarımı da çekip göndermek isterim bir ara.

6/11/2011

Uğur Ünal (4)



Marakeş Masası - طاولة مراكش

Sevgili Gökçe,

Appa Marakeş’i de gördü! Marakeş Masası ancak havaalanında oluşturulabilirdi. Appa’nın internete bağlanabildiği yegâne mevki... Bir buçuk saatlik bir uçak yolculuğunun sizi götürdüğü bambaşka bir diyar Marakeş. Doğu halklarının ortak acıları diye bir fotoğraf çekmek istediğinde insan, gitmesi gereken başkent... İnsanlarının ellerinizden, kollarınızdan ve bacaklarınızdan çekiştirerek, bütün tüylerinizi yolarak ve aslında gözyaşı dökerek, sürüyüp gittikleri yaşamlarını değiştirecek en ufak bir işaret bulmak istedikleri, Atlas Dağları’nın dibindeki bir rüya âlemi... Mistik ve ürkütücü filmlerin gündelik hayatta çekildiği, Jemaa El Fna meydanında ansızın omuzlarınıza bir çöl yılanının konulduğu ya da çıplak ayak bileklerinizi maymunların okşadığı bir kızıl kent Marakeş. Dokuz saatlik kaburga kıran otobüs yolculuğuna katlandığınızda, Sahra Çölü’nün Berberileri ve uysal kervanları tarafından gönlünüzün hoş tutulduğu bir garip, puslu Afrika yaşamı oradaki. Etrafını ilk andan itibaren saran tüm bu alışılmadık, korkulu durumlar ve ilk gece atlatılan kaçırılma hadisesinden sonra, Appa çantaya gömdü başını, hava alanına kadar da hiç çıkarmadı. Ürkek gözlerle çantadaki bir delikten izledi Marakeş’i. Ben de kendi haline bıraktım onu. Beş günün sonunda rengârenk fotoğraflar, komik videolar, bir harita ve satın aldığımız hediyelikleri verdim, neşesi tekrar yerine geldi. Sonra zıpladı kucağıma ve yeniden düştük yollara...

Saygılarımla
Uğur Ünal
@follus

6/08/2011

Eray Ağaçdoğrayan



Merhabalar,

Aslında güzel projeymiş bu, 21. yy'ın savaş cepheleri olarak çalışma masaları. Aşağıdaki bağlantıda olan da benim çalışma masam. Başında çalıştığım, başında oturup dünyaya bağlandığım (hatta bu e-posta'yı gönderdiğim), üzerinde yemek yediğim ve hatta bazen üzerinde uyuduğum masam (eski bir fotoğraf ama konsept şu anda da pek farklı değil).

Raskolnikov Dunya



Selamlar Gökçe,
İşte bu da benim masam. Normalde yamuk değildir ama çekim hatası diyelim:)
Sol taraftaki kitaptan bazı kodlama öğrenmeye çalışıyorum:) Tezimde yardımcı olacak o bana. Öndeki sprey alerjim için. Sadece sabah akşam sıkmam yeterli ama unuturum diye gözümün önüne koydum. Çünkü bu spreyi sıkmayınca o gün alerjinin etkilerinden duman oluyorum. Sağ tarafta bitmiş çay bardağı ve evet ben de fincan türk çayı içemeyenlerdenim.
O not defterine herşeyi not alırım (hani şu tokanın altındaki) Şunu bi araştır, şu web sitesine bak gibi notlar vardır içinde. Ve "Aklından bir sayı tut" bikaç gündür okuduğum ve artık son 44. sayfasına geldiğim kitap. Evet sonu insanı şaşırtan kitaplardan bu ve ben hemen bitsin istemiyorum kitabım.

Bu masada neler yapıyorsunuz demişsin ya hani.. Ben bu masada bir çok aşık olmuşumdur.

Sevgilerle.

6/07/2011

Arzu Ekşioğlu


Nuray Kadıoğlu



merhaba Gökçe

kusura bakma masam biraz dağınıktı
toplamaya vaktim olmadı..
vakit bulursam toplayıp tekrar göndericem:)
sevgiler..

Ahmet Elbir



merhaba gökçe :)

bu da benim evdeki masam, odamın yarısı masam desem yeridir :D

umarıma daha bir sürü masa fotoğrafı ulaşır eline

hoşçakal :D

ae

İdil N.



selam gökçe

blogun için masamı gönderiyorum. hayır masamı değil de fotoğrafını.
masam genelde dağınıktır. aslında bana ait olan herşey genelde dağınıktır, odam, dolaplarım vs.. dağınıklık iidir bence, yaşanmışlık göstergesidir. gönderdiğim fotoğrafta masam nispeten düzenli, en azından kağıtlar ve dosya yığınları yok :) masamda eğlenceli objeler olmasını seviyorum, örneğin egebal yiyınız reklamının printout'u, kafası güzel kurbağam gibi..yoğun dönemlerde kafamı kaldırıp onlara baktığımda kendimi eğlendirebiliyorum.

selamlar sevgiler falan..

sanane banane

İlker Müftüoğlu



Ben bu masaya masam demem, bu masa benim olmadıkça... Kendisi Mudo Concept'de yardımlarınızı bekliyor. IBAN 1293 32938 3498498 3287424

Nadide Altuğ



merhaba,
blog için ben de fotoğrafını çektim masamın:) vahide dedi :)

Nadoş

6/05/2011

Vahide Tandelen



Fotoğraf düzenli bir zamanına denk geldi o kadar. 2 gan önce toplamıştım ve dağıtmamaya çalışıyordum. Fikir için ayrıca tebrikler.

6/01/2011

Uğur Ünal (3)



Sevgili Gökçe,
Sana yeni bir masa yolluyorum. Appa bu kez Barselona'da...

BARSELONA MASASI

Appa onca yoldan sonra soluğu Barselona'da aldı. Katalonya'yanın başkentine ayak basar basmaz otobüs camından gördüğü La Sagrada Familia'ya aşık oldu. Sonrasında diğer eserlerini de görünce Gaudi'ye duyduğu hayranlık ikiye, üçe katlandı. Büyük meydanlarda benimle birlikte Barselona Futbol takımının galibiyetine şahit oldu, hatta beraber, Katalanca bilmesek de Barselona marşına eşlik bile ettik. Bir sürü yeni insanla tanıştım ve Appa onlarla irtibat halinde kalmamı sağladı hiç üşenmeden. Ben de sahibi olarak görevimi yerine getirdim ve Barselona'nın karış karış bütün sokaklarında çektiğim onca fotoğrafı ilk önce ona gösterdim. Sonra da gönlü olsun diye onun masasını fotoğrafladım. Dünyanın bu en güzel şehirlerinden birinde, Yazın gelişinin idraki ve güzel havaların verdiği olanca nahiflikle, bugün henüz elimize ulaşan yeni pasaportu, Barça haritasını, müze ve etkinlik biletlerini, biraz da Yunan şekerlemesini topladık yanımıza. Elden geldiğince tatlı, karamelli bir masa yazısı yazalım istedik zira. Şimdi geç oldu saat. Appa sessizliğe bense rüyalarıma doğru yürümeliyim. Ve bu yazıyı okuyan herkes, masanın kırmızısı kadar aşık, Park Güell kadar renkli, Kristof Kolomb anıtı kadar asil ve Akdeniz kıyısındaki bütün güzel kentler gibi masum ve yalın bir hayat sürmeli. Barselona'dan bu yazıyı okuyan herkese bu şehre dokunan o büyülü elin bereketi gelmeli.

Saygılarımla
Uğur Ünal
@follus

Rozi Çiprut



Sevgili Gokce masam sana feda olsun....masam ineksiz....inek rozisiz olmaz....bunu herkesler bilir!!
RozÇip