Bu ney bu ney?

Bu tamamen şahsi merakımı gidermek için ortaya attığım bi'şey. Taaa 2006 yılında bu fikirle bu arsayı almıştım, lakin binayı yapmak bugüne kısmetmiş çünkü çok üşengecim. (Ya da tembel.)
Masalarınızı merak ediyorum, tek derdim bu. Üzerine neler koyuyorsunuz, o masada neler yapıyorsunuz, neyi masanızdan ayırmıyorsunuz, ne alınırsa sinirleniyorsunuz? Evdeki masanız, ofisteki masanız, fark etmez. İstediğim; bir fotoğrafla beraber, içinizden gelirse, 1-2 satır bi'şeyler yazıp göndermeniz. Tam da şu andaki haliyle, derleyip toplamadan, olduğu gibi.
"Masa insanın kendine yakışanı giymesidir, dış dünyaya gösterdiği yüzünün bir yansımasıdır. Psikoloji, pozitif bilimler, araştırma, zivziv..." gibi bir bahanem yok. Dediğim gibi, sadece merak ediyorum. "Sana ne?" de diyebilirsiniz. Ama demeyin, çünkü bana bi'şey. Ne olduğunu ben de bilmiyorum.
Velhasılıkelam, haydi bana fotoğraflar gönderin. Mesela şuraya: gokcebahcivan@gmail.com
Göndermezseniz üzüntüden ölmem ama gönderirseniz sevinçten deliririm.



1/31/2012

Ezgi Kızıldağ



Tam bir muhasebeci gibi evdeki masamın üzerinde bile hesap makinesi olması tuhaf, halbuki hayatım boyunca 4 5 kere kullanmışımdır, neden orada bilemedim şu an. Masanın üzerindeki ufak kutuda duran renkli plastik saatlerin orada olması beni en çok mutlu eden şeylerden (hepsini çok ucuza aldım ve çok seviyorum) Şeffaf gözlük babannemin değil benim. SSK sadece o modeli ödüyordu o yüzden onu almak zorunda kaldım, olsun takınca tarzlı gibi oluyorum arada. Siyah stand gibi şey de herkesin bildiği üzere "bilgisayar tutacağı" fakat ona koyunca bilgisayar bana kafa atacak gibi oluyor o yüzden sevmiyorum. Kırmızı kitap dünyanın en sıkıcı kitabı hiç ondan bahsedip can sıkmayayım. Ben de blogunuzun fikrini çok sevdim. Umarım daha sık post görürüz. Herkese güzel günler, sıkı giyinin üşütmeyin.

Hiç yorum yok: